TAKİ, BABA DOKTOR YORGO’YU ANLATTI: FAKİRLERIN BABASIYDI
Dimitri Çiropulos’u, Adalılar “Taki” ismiyle bilir, bu isimle hitap eder. Büyükada ve Kınalıada’daki Panayia Rum Ortodoks Kilisesi’nde uzun yıllardır dini (Peder/Papaz) görevini sürdüren Taki, hepimizin ismini çokça duyduğu Doktor Yorgo Çiropulos’un oğlu. Taki’den yaşam öyküsünü dinlerken, doktor babasını da uzun uzun konuştuk.
Taki, 1955 Adapazarı-Taraklı doğumlu. Henüz altı aylıkken hasta annesi Meliha Çiropulos’u kaybetti. Annesinin ölümünün ardından Baba Dr. Yorgo Çiropulos, tayinini Büyükada’ya istedi. 1960 yılında Adalar Belediyesi’ne atanan Dr. Yorgo, dört çocuğuyla birlikte Ada’da yeni bir başlangıç yaptı. Taki ve kardeşleri bir yandan okudular, diğer yandan babalarına her konuda destek oldular.
Taki, Büyükada Rum İlk Okulu’nun ardından Fener Rum Erkek Lisesi’nde ortaokulu, liseyi ise Heybeliada Ruhban Okulu’na yatılı olarak okudu. Üniversite eğitimi için ise Atina’ya giderek, iktisadi ve ticari bilimler üzerine eğitim aldı. Evlendi, iki erkek çocukları oldu. Çocuklar Atina’da eğitimlerini tamamlayıp hayata atılınca Taki, 46 yıl sonra eşi Eleni’yi alıp Büyükada’ya geri döndü. Rum Patrikhanesi’nde din görevlisi olarak çalışan Taki, Selanik’te ikinci üniversitesini okuduktan sonra Büyükada ve Kınalıada’daki kiliselerde görevlendirildi.
“Çocuklarım da üç kız kardeşim de Yunanistan’da yaşıyor. Bazen onlar bizi ziyarete geliyor, bazen de biz gidiyoruz Atina’ya” diyen Taki, Atina’da geçirdiği 46 yıl boyunca da Ada özlemiyle yaşadığını söylüyor.
“Döndüğümde 56 yaşındaydım ve Ada’ya geri geldiğim için çok mutluydum. Ada her zaman çok güzeldir benim için; ama babamla yaşadığımız Ada’nın tadı çok farklıydı” diyor ve doktor babasını anlatmaya başlıyor.
Adaların emektar doktoru Yorgo Çiropulos 1916 yılında İstanbul Kadıköy’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Dr.Çiropulos, tıbbiyeyi bitirdikten sonra İstanbul’un çeşitli ilçelerinde, Sakarya’nın Karasu ve Taraklı beldelerinde doktorluk yaptı. 1960 yılında ise Adalar Belediyesi’nde göreve başladı.
Taki, doktor babasını şu sözlerle anlatıyor:
“Babam, insanları, hayvanları, tüm canlıları çok sever, çok değer verirdi. Emekçi bir insandı. Özellikle fakirlerin babasıydı. Herkes onu çok severdi. Ada’da insanların bu kadar çok sevdiği bir Horoz Reis, bir de babam vardı. Babam mesleğini aşkla yapardı. Büyükada, Heybeli, Burgaz ve Kınalı’nın tek hekimiydi. Acil durumlarda, gece gündüz tüm Adalara giderdi. Bazen gecenin üçünde dördünde beni uyandırırdı. O zamanlar 11,12 yaşlarındaydım. Gecenin o saatinde uyandırıp ‘Kalk araba meydanından araba getir, hastaya gitmeliyim’ derdi. Asla gün doğumunu beklemezdi. Kar kış, gece gündüz demeden ada ada gezer, hastalara bakardı.
Bir gece hiç unutmam, yine babamı hasta bakmaya çağırmışlar. Beni uyandırıp araba meydanına yolladı. Kışın her zaman araba olmazdı. O gece de yoktu. Eve gidip söyledim babama. O zamanlar Büyükada’da yalnızca karakolda bir araba vardı, eski yeşil ciplerden. Babam, cipi istemem için beni karakola yolladı. Gittim ama şoför olmadığı için vermediler. Tekrar eve gidip söyledim bunu babama, ancak birlikte yeniden karakol yoluna düştük. Hatırlıyorum, nöbetçi bir polis vardı. Şoför uyuduğu için arabayı veremediklerini söyledi. Babam bu duruma çok kızdı. ‘Benim hastam ölüyor, şoför orada uyuyamaz, sen burada oturamazsın’ dedi. Öyle işini ciddi yapan biriydi. Mesleğinin hastasıydı. Hastası kim olursa olsun aynı şeyi yapardı. Hastaları için her şeyi göze alırdı. Nöbetçi polise cipin anahtarlarını sordu ve anahtarı alıp arabayı kendisi kullanarak Tepeköy’deki hasta Çöpçü Mehmet Usta’ya gitti.”
“BABAM VE HOROZ REİS BİRLİKTE ÇALIŞIRDI”
Taki, Baba Yorgo’yu anlatırken, Horoz Reis’i anmayı unutmuyor:
“Horoz Reisle birlikte çok emek verdiler Adalılara. Horoz Reis balıkçıydı ve ufak bir teknesi vardı. Hastalar için bu tekne cankurtaran işi görürdü. Horoz Reis ve Babamın aralarında kullandıkları bir çeşit sinyal aleti vardı. Bu cihaz ikisinin de belinde takılı olurdu. Babam bu cihaza sinyal yollayınca Horoz Reis hemen hastayı karşıya taşımak için teknesini hazırlardı. Kar, kış, fırtına, yağmur dinlemez her koşulda hastayı anakaraya ulaştırırlardı.”
“HASTALARIN YASTIĞININ ALTINA PARA BIRAKIRDI“
Taki, baba Yorgo’nun inceliğini şu sözlerle ifade ediyor:
“Babam öyle bir insandı ki ilaçlarını alabilsinler diye fakir hastaların yatağının altına para bırakırdı. Paraya asla değer vermezdi, ihtiyacı olanların yardımına her zaman koşardı. Babam bana hep şöyle derdi; ‘Sana bırakacağım miras yaptıklarımdır, insanlara yardımdır, saygıdır, sevgidir, insani tüm değerlerdir.’ Yıllar sonra Ada’ya döndüğümde babamın o sözlerinde ne kadar haklı olduğunu gördüm. Bana manen çok büyük bir miras bırakmıştı. Tüm kapılar bana açıldı. Adalıların saygı ve sevgisiyle karşılandım. Babanız değerli bir insandı, doktordu, siz de ruh doktorumuzsunuz, babanızın bize emanetisiniz, diyor Adalılar. Ada’da olmak, Adalılarla olmaktan çok mutluyum.”
Adalar Belediyesi Doktoru Yorgo Çiropulos 21 Ekim 1982’de hayatını kaybetti. Oğlu Dimitri Çiropulos (Taki) Ada’da babasının değerlerini yaşatmaya devam ediyor.