BIR BAŞARI ÖYKÜSÜ: KEMALETTIN DİNÇ
Çarşamba söyleşilerimiz için Ada tarihine bir başarı öyküsü yazan emekli öğretmen Kemalettin Dinç’in kapısını çaldık bu hafta. Öğretmenlerin, öğrencilerin, Ada halkının gönlünde taht kuran Kemalettin Öğretmen sadece mesleğiyle değil; çalışkanlığı ve azmi ile örnek bir insan.
Kemalettin Dinç 1958 yılında Ordu’nun Mesudiye ilçesinde, çiftçi bir ailenin beş çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Hayat şartları zorlaşınca anne Menevşe ve baba İsmail Dinç çifti, çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için ‘taşı toprağı altın’ olan İstanbul’a taşınmak zorunda kaldılar. İstanbul’da başlarını sokacak bir yer ve iş bulunca da köyde dedelerinin yanında bıraktıkları çocuklarını yanlarına aldılar.
Baba İsmail Dinç, geçici işçilikten sonra, eşi Menevşe ile Büyükada Taş Mektep’e hizmetli olarak girdi. Birlikte okulun sobasını yaktılar, temizlik işlerini yaptılar. Çocuklarını okula yazdırdılar. İlkokula Taş Mektep’te başlayan minik Kemalettin de Anne -Baba çalışırken, derslerine sıkı sıkı sarıldı ve kısa sürede okulun gözde öğrencisi oldu.
“MİNİK KEMALETTİN BAŞARISIYLA DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKTİ”
Kemalettin, köyden gelmesine rağmen ilkokulu başarıyla bitirdi ve Büyükada İlkokulu’nda, şimdiki adıyla Şehit Murat Yüksel İlkokulu’na devam etti. Çalışkanlığı ve başarısıyla öğretmenlerin ve idarecilerin ilgisini üzerine çeken Kemalettin Dinç o dönemleri şöyle anlatıyor:
“Ortaokul Müdürümüz Mehmet Çetinkaya aynı zamanda öğretmendi ve matematik derslerimize giriyordu. Okul genelinde yaptığı sınavın tek sorusunu ben çözmüştüm. Öğretmenim bu başarımı tüm öğrencilere alkışlatmıştı. Bu davranışı beni duygulandırmıştı. Öğretmenlik güzel meslek, onurlu meslek. Ben de kendime bu mesleği hedefledim. Öğretmen Okulları sınavlarına girdim. Kazandım. Edirne Öğretmen Okulu’nda dört yıl yatılı okudum. Sınıf Öğretmeni oldum. 1976’da mezun olup ilk görev yerim olan Ağrı Doğubeyazıt’ın Başkent Köyü’ne tayin oldum.”
ADA’YA ÖĞRETMEN OLARAK DÖNDÜ
Kemalettin Dinç, yol arkadaşı Nilüfer Eryılmaz ile ortaokulda sıralarında tanıştı.
“Tayinim çıkmadan önce evlenmiştim. Hayat arkadaşım, orta ikide sınıf arkadaşı olarak tanıştığım ve bu arkadaşlığı bugüne kadar taşıdığımız Nilüfer Eryılmaz ile evlendik. Nikahımızı kıydık ama Ağrı’ya yalnız gittim. Eşim Ada’da kaldı ve eş durumundan tayin isteme hakkım doğdu. Nilüfer de memurdu ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şubesi’nde çalışıyordu. Bir yıl sonra Kartal Orhanlı Köyü’ne tayinimi verdiler. Ardından Kartal’da daha merkezi bir yer olan Topselvi’ye geçtim ve bir sene de bura çalıştıktan sonra de Pendik Şıhlı Köyü’ne tayin oldum. Benim istediğim Adalar İlçesi’nde öğretmen olmaktı ama ikametgahım orada olduğu için zordu. Her sabah Büyükada’dan vapura binip Bostancı’ya gidiyordum, Bostancı’dan kara yolu ile Kartal’ a, oradan Pendik’e geçip köy arabası ile Şıhlı Köyü’ne varıyordum. Zordu, zamanım yollarda geçiyordu. Şıhlı’ya üç dört yıl çalıştıktan sonra, çabalarım sonucunda Burgazada’ya öğretmen oldum.
Pendik’e taşınmak kolay olurdu ama eşim ada aşığı. Nilüfer doğma büyüme Adalı. Büyükada’da doğdu, Ada’da okudu, Ada’da işe girip çalıştı, Ada’da evlendi ve Ada’da emekli oldu. Aslında ada tarihinde böyle örnek görmek çok zor. Hayat Ada’da daha sakin, daha huzurluydu. Buraya dönmem beni de eşimi de çok mutlu etti. Okuduğum ilçeye öğretmen olmak gurur vericiydi. Bir kız bir oğlan çocuğumuz oldu. Onları da öğrencilerim gibi en iyi şekilde yetiştirdik, iyi yerlere geldiler.”
ÖĞRETMENLİKTEN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ’NE
Ada’ya öğretmen olarak dönen Kemalettin Dinç, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne kadar yükseldi.
“Burgazada İlkokul Müdürü emekli olunca, okulun en genç öğretmeni olmama rağmen, beni müdürlüğe getirdiler. 1980- 84 yılları arasında müdür yetkili öğretmendim. O esnada Büyükada İlkokulu’nda öğretmen açığı oldu ve oraya geçtim. 1995’e kadar öğretmen sonra da müdür yardımcısı olarak görev yaptım. 1999’da okul müdürü oldum. 2003 senesinde ise İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne geçtim ve tam yedi yıl burada çalıştım.
Daha sonra da sendika üyeliği için baskı yaptılar, işler siyasi yöne kaydı. Beni şube müdürlüğü görevinden alıp İstanbul’un başka bir ilçesine vermek istediler. Ben istemedim. Heybeliada İlköğretim Okulu Müdürlüğü boşalmıştı, oraya geçtim ve 2010-2012 yılları arasında çok rahat çalıştım ve ardından emekliye ayrıldım. Öğretmenlik kutsal bir görev. İşimi çok severek yaptım. Görevim boyunca daima çok çalıştım, öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle hep iyi oldum. Çok güzel anılar biriktirdim. Bunun gururunu hep yaşadım. Öğrencilerim çok iyi yerlere geldiler. Kimisi hakim, kimisi doktor, kimisi avukat, mühendis oldu. Çoğu ile görüşmeye devam ediyoruz.”
BABASINA OKUMA YAZMA VE BİLİMİ ÖĞRETTİ
Kemalettin Öğretmen, babasına da okuma yazma, coğrafya, tarih, fen, matematik dersleri verdi.
“Babamın okuma yazması yoktu, birlikte ders çalıştık, okuma yazma öğrendi, her akşam tarih, coğrafya derslerini çalıştık birlikte ve diploma sahibi oldu. Benimle gurur duyarlardı. Oğulları çalıştıkları okulda okuyor, oraya öğretmen, müdür yardımcısı ve müdür oluyor… Bunlar kıvanç verici. Annem ve babam emekli olana kadar Ada’da okulda çalıştılar ve lojmanda kaldılar. 30 yıla yakın böyle sürdü. Emekli hayatı başlayınca da Yalova’ya taşındılar. 2013’te babam vefat etti, bir yıl sonra da annem.”
Kemalettin Öğretmen Ada’ya olan bağlılıklarını da şu sözlerle anlatıyor:
“Ada bize çok huzur veriyor. Adayı seviyor, Adalılık ruhunu taşıyoruz. Eşimle buradan kopamadık. Ve bana göre Ada’da yaşamak bir ayrıcalıktır. Çalışma hayatında olduğu gibi emekli hayatımız da burada güzel geçiyor, sıkılmıyoruz. Eşim ile haftada en az bir gün yürüyerek Ada turu yapıyoruz, denize giriyoruz. Kışın da hava güzel olduğu günler doğa yürüyüşlerimizi aksatmıyoruz. Akşamları ise dostlarımızla bir kahvede ya da bir bahçede vakit geçiriyoruz. Huzurluyuz, mutluyuz…”
Kemalettin –Nilüfer Dinç çifti, siyah beyaz albümlerinden çıkardıkları fotoğraflara bakarak anılarını bizlerle paylaşıyorlar.
“Ada eskiden çok güzeldi, doğru. Ama bugün sadece Ada değil, Türkiye değişti. Böyle bakmak, böyle yorumlamak gerekir” diyor Kemalettin Öğretmen.